Programda duygusal anlar yaşanırken Bartın 15 Temmuz Gazilerini ayakta alkışladı...
15 Temmuz’da FETÖ/PDY terör örgütünün hain darbe girişimi sırasında kritik noktalarda darbecilere karşı direnen ve gösterdikleri cesaretle kahramanlaşan 15 Temmuz Gazileri Bartın Üniversitesi’nin düzenlediği program kapsamında Bartın’a geldiler. Yüzlerce üniversite öğrencisi ve vatandaşların büyük ilgi gösterdiği programda 15 Temmuz Gazileri ayakta alkışlandılar.
Bartın Üniversitesi tarafından Bartın Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte 15 Temmuz’un kahraman gazileri Bartın halkı ve Bartın Üniversitesi öğrencileri ile buluştu. İstanbul ve Ankara’da darbe girişimine canları pahasına karşı koyan 30 gazinin katıldığı etkinlikte Bartın Kültür Merkezi tıklım tıklım doldu. Çok sayıda öğrenci ve vatandaş programın tamamını ayakta takip etti. Bartın Üniversitesi İslami İlimleri Fakültesi Öğrencisi Mehmet Salman’ın okuduğu Kuran tilavetiyle başlayan programda Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı’nın konseri büyük beğeni topladı. 15 Temmuz belgesel filminin de yayınlandığı programda gazilerin sahneye çıkmasıyla duygu dolu anlar yaşandı.
Rektör Kaplan: “Dünyanın gözü burada”
Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan programda ki konuşmasında üzerinde yer aldığımız coğrafyada yaşamanın çok ağır bir bedeli olduğunu ifade ederken, “Bu coğrafya büyük medeniyetlere beşiklik etmiş bir coğrafya. Ve bütün dünyanın gözü de maalesef burada. Anadolu’da bir tabir var. “Su uyur, düşman uyumaz.” Derler. Ve gerçekten bugünlerde düşmanın uyumadığını, uyumayacağını hep birlikte görüyoruz. Daha birkaç gün önce İstanbul’da menfur bir terörist saldırıda polislerimiz şehit oldu. Sivil vatandaşlarımızdan yaralananlar oldu. Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına sabırlar diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bütün bu hadiseler bize bir kez daha gösterdi ve tekrar tekrar gösteriyor ki milletimiz vatan müdafaası söz konusu olduğu zaman serden geçtiği zamanlar oluyor. Yani canından, hayatından geçiyor ve vatan müdafaasına koşuyor. Olaylar yaşanmadan kimin kahramanlık göstereceğini tahmin etmek gerçekten zordur. Ya da güzel bir deyişle ölümle sınanmamış hiçbir eylem sahilik kazanmış olmaz. Yani ölümle yüz yüze gelmeyen bir kişinin söyledikleri esasen başlangıçta doğrudur. Herkes kahramanlık, cesaret hakkında çok şeyler söyleyebilir ama gerçekten bunun testten geçmesi başka bir şeydir.” Dedi.
Onları, tanklarda, silahlarda durduramadı
15 Temmuz’da milletin büyük bir testten geçtiğini de kaydeden Rektör Kaplan, “Bugün aramızda bulunan değerli gazilerimiz aziz kardeşlerimiz, bu testten geçtiler. Kurşunların, bombaların, silahların altında hiç gözlerini kırpmadan tankların üzerine bindiler. Milletimiz çok büyük bir testten geçti ve büyük ve asil bir millet olduğunu tarihte olduğu gibi bir kez daha gösterdi. Hatta o kadar asil bir millet olduğunu gösterdi ki kendilerine kurşun sıkan insanlara zulmetmeden onları hukukun, adaletin eline teslim ettiler. O bakımdan her birimizin böyle bir milletin evlatları olmaktan ne kadar iftihar etsek, övünsek azdır. Biz gazilerimizin her birine imreniyoruz. Eminim ki her birinizin aklından bunlar geçiyor. Ya da kendimizi belki bu menfur cinayetler karşısında nefsimizle baş başa kaldığımız zaman testten geçiriyoruz. ‘Acaba ben olsaydım ne yapardım?’ sorusunu kendimize soruyoruz. İstanbul’umuz ve Ankara’mız bu olayların merkeziydi ve milletimiz kahraman evlatları orada acısını bir trajedi olarak yaşadı. Biz Bartın’daydık. Elbette bizde burada toplantılar düzenlemekle milletimizin hissiyatına ortak olmakla ve milletimize rehberlik etmekle bir şeyler yapmaya çalıştık. Ama eylem karşısında sözün kıymeti nedir ki. Öyle olmuş olsa bile bütün milletimiz o akşam ayaklandı. Zulme karşı, düzenbazlığa karşı, hainliğe karşı bütün gücünü seferber ederek hainlerin üzerine yürüdü. Tanklara hiçbir şekilde eyvallah demedi. Tankların üzerine sanki otomobile binermiş gibi yürüdüler. Onları, tanklarda, silahlarda durduramadı. Duramazdı çünkü bu gerçekten öyle yüksek bir iman ve vatan sevgisi ki onu ne tank durdurabilir ne de başka bir şey durdurabilir.“ Dedi.
15 Temmuz ikinci bir Çanakkale’dir
15 Temmuz’un ikinci bir Çanakkale olduğunu vurgulayarak konuşmasını sürdüren Rektör Kaplan, “Çanakkale Türk ve dünya tarihindeki en büyük savaşlardan birisi. Oradaki askerin ya da subayın en azından elinde silah vardı ve düşmana karşı kendisini müdafaa edebiliyordu. Fakat bu tankın altına kendisini atan kardeşimizdeki bu cesaret ve kahramanlık duygusu ya da bu vatan sevgisi nasıl bir şeydir ki o anda düşünmeden bunun hesabını kitabını yapmadan onun altına atabiliyor. Bu gerçekten zor bir iş. Bu bakımdan 15 Temmuz bizim tarihimizde ikinci bir Çanakkale’dir. Büyük bir milli mücadeledir. Ve gerçekten bütün milletimizin, bütün evlatlarıyla zulme karşı direnişinin destansı bir örneğidir. Gönül arzu ederdi ki bunlar hiç olmasın. Fakat dediğimiz gibi su uyur düşman uyumaz. Bunun karşısında her an adeta bir artçı depremle yaşıyormuşuz gibi teyakkuz halinde olmalıyız. Teyakkuz halinde olmak elbette ki bir başka şeylerde emrediyor. Çok çalışacağız. Düşman neyle silahlanıyorsa neyin peşindeyse, neyin derdindeyse bizde onlara dünyada hakkı ve adaleti hakim kılmak üzere onların gücüne hükmedeceğiz. Allah’a çok şükürler olsun ki tarihimizin hiçbir evresinde hiçbir millete zulmeden bit millet olmadık. Ve bizim tarihimizin bütün sayfaları iftihar edeceğimiz zulme karşı çıkan, hakkın ve mazlumun yanında olan pek çok örnekle bulunuyor. Bu bakımdan tarihimizde insanımıza, milletimize ne kadar övünsek iftihar etsek azdır. Ama bu iftiharın daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye ve onların karşına ürettiklerimizle karşı çıkarak göstermeye mecburuz.” İfadelerini kullandı.
Vali Dirim: “Eminim ki uykuları kaçıyor”
Daha sonra kürsüye gelerek salonu dolduran Bartın halkı ve öğrencilere hitap eden Bartın Valisi Nusret Dirim’de Türk milletinin Avrupa’nın en büyük korkusu olduğunu kaydederek, “ 15 Temmuz zor bir geceydi. Bartın’da biz çok riskli şeyler yaşamadık ancak Türkiye’nin yaşadıkları özellikle Ankara ve İstanbul’da yaşananları yakından takip ettik. Bartın halkıyla beraber Cumhuriyet Meydanı’nda demokrasiye kast etmek isteyen hain girişime karşı tepkimizi ilk günden itibaren göstermeye başladık. Ben Bartın halkını bu anlamda kutluyorum. Meydana en önce çıkan insanların arasında yer aldılar. Eminim ki Bartın’da silahlı bir girişim olsaydı onlarda göğüslerini siper ederek kendi iradesine, gelecek nesillere sahip çıkacaklardı. Sayın Rektörümüz de belirtti ülkemiz birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, coğrafi olarak gerçekten riskleri yüksek bir bölgede bulunuyor ve burada ki bin yıllık varlığımız tabi ki çok büyük kahramanlıklarla dolu. Avrupa’nın tarihinde en büyük tehlike olarak algıladığı Osmanlının evlatları olarak bu topraklardaki varlığımızı devam ettiriyoruz. Türkiye’de ki gelişmeler, kıpırdanmalar yakından takip ediliyor. Türkiye yeniden bir Osmanlı olabilir mi? Yeniden bir tehdit olabilir mi diye eminim ki uykuları kaçıyor. Ülkemizin içerisinde ki hain taşeronlara yaptırdıkları, içimizi kanatan eylemlerin temelinde bu var. Ülkemizin toparlanmaya, güçlenmeye başlaması fevkalade rahatsız ediyor.” Dedi.
Sürekli senaryolar üretiyorlar
Türk milletinin Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi her türlü fedakarlığı göstereceğini 15 Temmuz’da bir kez daha ortaya koyduğunu da kaydeden Vali Dirim, Korku kaynaklarını kontrol etmek için sürekli senaryolar üretiyorlar. Bizde bunlarla uğraşmak zorundayız, uğraşacağız. Bu coğrafyada Selçuklu’dan Osmanlı’dan, Kurtuluş Savaşı döneminden milyonlarca şehidimiz var. Ecdadımız varlığımızı sürdürmek için cansiperane bir şekilde bugünlere bizleri taşımak için her türlü fedakarlığı yaptılar. Bugün tabi ki halkımız da aynı fedakarlıkları yapabileceğini 15 Temmuz’da en güzel şekilde gösterdi. Hainlerin yıllarca içimizde yaşamış, bizlerin parasıyla ve bizlerin desteğiyle bizlerden gibi görünerek kendi iradelerini ülkemizin düşmanlarına satmış bir güruhun acımasızca kendi halkına saldırdığı çok korkunç bir gece yaşattılar. Bu tehlike karşısında hiç çekinmeden can siparene bir şekilde halkımız hayatını ortaya koydu. Tanklarla da mücadele etti. İmanın, inancın gücü karşısında hiçbir silahın ve aracın işe yaramadığını en güzel şekilde gösterdi ve Türk demokrasi tarihine altın harflerle bir defa daha kendisinin asla bu coğrafyada yok edilemeyeceğini gösterdi. Ben tüm halkımıza şükran duyuyorum. Birlik beraberliğimizin o günkü ruhla devam etmesi gerekiyor.” Diye konuştu.
Emin adımlarla ilerlememiz lazım
İstanbul’da yaşanan terör saldırısının millet için büyük bir acı olduğunu belirten Vali Dirim, “Bu acıları yaşamak istemiyoruz. Hiç kuşkusuz bunlar bir milletin tarihinde çok derin izler bırakan acılar. Ancak bizler tabi ki bu toprakları bırakıp hiçbir yere gidecek değiliz. Suriyeliler gibi ülkemizi bırakırsak ne olacağını hep beraber görüyoruz. Ülkelerini bırakmak zorunda kaldılar ve geldikleri coğrafyada da geleceklerinin ne olacaklarıyla ilgili kaygılar yaşıyorlar. Kendi topraklarında da bugün Halep’te maalesef çok büyük bir dram ve soykırım yaşanıyor. Bizler tabi ki kendi geleceğimize sahip çıkmak için çok çalışmamız lazım. Kardeşlik duygularımızı pekiştirerek, içimizdeki hain satılmış unsurları ayıklayarak geleceğimize emin adımlarla ilerlememiz lazım. Ben bu sıkıntıların geçici olduğunu ve geçeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda bizim doğru yolda, doğru istikamette yürümekte olduğumuzun işaretleri olarak düşünüyorum. Bizlerin gerçekten bir şeyler yaptığını gösteriyor. Bizler hiçbir şey yapamıyor olsak, bir tehdit risk oluşturmuyor olsak bizleri muhatap almayacaklarını düşünüyorum. Türkiye bölgesinde belirleyicilik rolü üstlenmeye başladı. Tabi ki bu rol son derece rahatsız edici olarak algılanıyor dostumuz olarak bilinen ülkeler tarafından ve bunun bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Ülkemizin bu sınavı da başarıyla atlatacağını düşünüyorum. Tabi ki ülkemizin anayasa değişikliği ile ilgili girişimi ve Suriye’de ki askeri varlığının güçlenerek devam etmesinin rahatsızlıklarının yansıması olduğunu özetle düşünüyorum. Bu duygular içerisinde değerli Rektörümüz Ramazan Kaplan ve ekibine çok teşekkür ediyorum.” Dedi.
Gaziler ayakta alkışlandı
Konuşmaların ardından 30 gazi sahneye alkışlarla çıktı. Salonu dolduran tüm davetlilerin ayakta alkışladığı gaziler o gece neler yaşadıklarını anlatırken birçok kişi gözyaşlarına hakim olamadı. Etkinlik 15 Temmuz fotoğraf sergisinin gezilmesiyle sona ererken programı takip eden davetliler 15 Temmuz gazileri ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan sitemiz sorumlu tutulamaz.